Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dağıtım Anlaşmalarına İlişkin Türk Mevzuatı

Sektöre özel olarak ülkemizde uygulanan ilk mevzuat 1998 yılında yürürlüğe giren 1998/3 Sayılı Motorlu Taşıtlar Dağıtım ve Servis Anlaşmalarına İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’dir. Söz konusu Tebliğ ile getirilen kurallar, AB’de o zaman yürürlükte olan 1475/95 sayılı Tüzük’le getirilen kuralların paralelidir. AB düzenlemelerine benzer şekilde 1998/3 sayılı Tebliğ ile sağlayıcıların hem seçici hem de münhasır dağıtım sistemlerini birlikte kullanmalarına izin verilmiş ve dağıtımda etkinliğin sağlanabilmesi bakımından sektörün doğası gereği satış ve satış sonrası hizmetlerin birlikteliğinin zorunlu olduğu kabul edilmiştir. Satış ve satış sonrası hizmetlerin birlikte verilme zorunluluğu Tebliğ ile araç, servis ve yedek parça dağıtımının birlikte yapıldığı anlaşmaların bir başka deyişle 3S dağıtıcılar ile yapılan anlaşmaların düzenlenmesi sonucunu doğurmuş ve pazarda sadece servis veya sadece araç dağıtımı konulu sözleşmelerin farklı kurallara tabi olmasına yol açmıştır.

1998/3 sayılı Tebliğ, sağlayıcının ayrı satış yerlerinde, ayrı bir yönetimle ve ayrı bir yasal varlık halinde ve markalar arasında karışıklıktan kaçınacak şekilde satış halleri hariç olmak üzere üreticiden başka kişiler tarafından sunulan motorlu yeni taşıt araçlarını satmama yükümlülüğü ve anlaşma konusu mallarla aynı kalitede olmayan başka yedek parçaları satmama, tamir ve bakımda kullanmama yükümlülüğü getirmesine izin vermiştir. Böylelikle farklı bir tüzel kişilik altında farklı bir markanın satış ve satış sonrası hizmetlerinin sunulması mümkün olmaktadır.

Bunun yanı sıra, dağıtıcının bakım ve onarımında, özellikle aracın sağlam ve güvenilir çalışması bakımından asgari standartlara uyma yükümlülüğü; belirli ölçütlere göre tespit edilmiş olan asgari miktardaki anlaşma konusu malı, tespit edilmiş sürede anlaşma bölgesi içinde satmak için çaba gösterme yükümlülüğü; anlaşma konusu malları sağlayıcıdan sadece belli zamanlarda veya üç ayı aşmamak kaydıyla belli aralıklarla sipariş etme yükümlülüğü ve anlaşma konusu malları stokta bulundurma yükümlülüğü gibi yükümlülükleri üstlenmesi halinde de anlaşmalar grup muafiyetinden yararlanmaktadır.

Bununla birlikte, dağıtıcının fiyat belirleme serbestisinin kısıtlanması, anlaşma konusu mallarla rekabet edebilecek ve onların kalitesine denk olan yedek parçaların dağıtıcılar tarafından kullanımının kısıtlanması ve bu denk parçaların üreticilerinin dağıtım sistemindeki teşebbüsler de dahil olmak üzere tercih ettikleri satıcılara sağlama özgürlüğünü doğrudan veya dolaylı olarak sınırlandırması, yedek parça üreticisinin ürettiği ürünlere marka ve logosunu koymasının engellenmesi muafiyetten yararlanmayan hükümlerdir. Bu noktada, 1998/3 sayılı Tebliğ’de anlaşma konusu malların kalitesine denk yedek parçaların kullanımının kısıtlanamayacağına ilişkin hükümler bulunmakla birlikte, denk kaliteden ne anlaşılması gerektiği çok açık değildir.

Ayrıca, söz konusu Tebliğ, üreticilerin dağıtım sisteminde yer almayan tamircilerin, anlaşma konusu malların bakım onarımı veya çevre koruma önlemlerinin uygulanabilmesi için gerekli teknik bilgiye uygun bir bedel karşılığında ulaşabilmesini reddetmelerinin de grup muafiyeti kapsamında olmadığını belirtmiştir.

Bununla birlikte 2002 yılında AB’nin motorlu taşıtlar sektöründe uygulanan 1475/95 sayılı Tüzük’ü yenilemesi, Türkiye’de 1998/3 sayılı Tebliğ’in etkilerinin değerlendirilmesini gündeme getirmiştir. Bu çerçevede, 2003 yılında Rekabet Kurumu Tebliğ’e ilişkin değerlendirme raporu yayımlamıştır. Anılan raporda, 1998/3 sayılı Tebliğ’in, sektördeki dağıtım sisteminin daha rekabetçi bir şekilde biçimlendirilmesi hedefine ulaşmakta başarılı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Yürütülen değerlendirme süreci sonrasında ise halen sektöre uygulanmakta olan 2005/4 sayılı Motorlu Taşıtlar

Sektöründe Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği çıkarılmıştır. 2005/4 sayılı Tebliğ’in gerekçesinde yeni bir düzenleme ihtiyacının varlığı şu şekilde belirtilmiştir:

  • “sağlayıcılara dağıtım ve servis ağını oluşturmakta esneklik sağlayan,
  • yetkili satıcı ve servislerin sağlayıcı karşısındaki konumunu güçlendiren,
  • yedek parça üreticilerinin rekabete dahil olmalarını sağlayan,
  • bağımsız tamircilerin bakım-onarım hizmetlerine ilişkin teknik bilgi, teçhizat ve teşhis cihazlarına erişiminin kolaylaştırılması yoluyla tüketicilere alternatif oluşturmalarının önünü açan, yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu sonucuna ulaşılmıştır.”

Anılan ihtiyaçlara cevap vermek üzere çıkarılan 2005/4 sayılı Tebliğ, 01.01.2006’da yürürlüğe girmiş; sağlayıcı ve dağıtıcıların uyum sağlayabilmesi için bir yıllık geçiş süreci öngörülmüştür. Tebliğ’le getirilen kuralların, AB’nin o dönemde yürürlükteki düzenlemesi 1400/2002 sayılı Tüzük’le büyük ölçüde benzerlik gösterdiği söylenebilecektir. Tebliğ ile getirilen en önemli değişiklikler ise seçici münhasır dağıtım sistemlerinin ayrılması, çok markalı dağıtıcılığa izin verilmesi, yetkili dağıtıcı bağımsızlığına önem verilmesi ve bağımsız aktörlerin pazar güçlerinin arttırılabilmesi bakımından getirilen haklar olarak özetlenebilir.

Kaynak: Rekabet Kurumu IV. Denetim ve Uygulama Dairesi Başkanlığı Motorlu Taşıtlar Sektör Araştırması Raporu